- otuz bir
- wank
İngilizce Sözlük Türkçe. 2010.
İngilizce Sözlük Türkçe. 2010.
otuz — is. 1) Yirmi dokuzdan sonra gelen sayının adı 2) Bu sayıyı gösteren 30, XXX rakamlarının adı 3) sf., mat. Üç kere on, yirmi dokuzdan bir artık Birleşik Sözler otuz beşlik üç otuzunda Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller otuz iki dişe keman… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir yol — zf. Bir kez Otuz Beş Yaş şiirinin kolay söylenir bir şiir olduğunu sananlar, kâğıdı kalemi alıp bir yol da kendileri denesinler. O. V. Kanık Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller bir yol tutturmak bir yolunu bulmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
Горадиз (город) — У этого термина существуют и другие значения, см. Горадиз. Город Горадиз азерб. Horadiz Страна Азербайджан … Википедия
çekmek — i, e, er 1) Bir şeyi tutup kendine veya başka bir yöne doğru yürütmek Hepsi iskemleleri çekerek masanın etrafında bir halka yapmaya hazırlanıyorlardı. R. N. Güntekin 2) Taşıtı bir yere bırakmak, koymak 3) Germek İpi çekmek. 4) İçine almak, emmek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
aralık — is., ğı 1) İki şey arasındaki açıklık, mesafe İki masa arasında bir metre aralık var. 2) Sıra, vakit O aralık açıkgözün biri de ayağımdan çıkan potini almış savuşmuş. M. Ş. Esendal 3) Uygun, elverişli durum, fırsat 4) Evin iki bölümü veya iki oda … Çağatay Osmanlı Sözlük
ocak — is., ğı 1) Ateş yakmaya yarayan, pişirme, ısıtma, ısınma vb. amaçlarla kullanılan yer Üç balıkçı güneş batarken kumların üzerine iki taştan bir ocak yaptılar ve ateş yaktılar. Halikarnas Balıkçısı 2) Şömine Ocağın önünde oturup acayip bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Osmanische Verfassung — Titelblatt des Ḳānūn ı Esāsī mit abgebildetem Staatswappen (Tughra Abdülhamids II.), Istanbul 1876/1877[1] Die Osmanische Verfassung (osmanisch قانون اساسی … Deutsch Wikipedia
otuzbir — OTUZBÍR s.n. (înv.) 1. Joc de cărţi în care cel ce totalizează treizeci şi unu de puncte câştigă partida. 2. (În expr.) Cu otuzbirul = cu forţa, forţat; cu asprime. – Din tc. otuzbir. Trimis de ana zecheru, 13.05.2004. Sursa: DEX 98 otuzbír s.… … Dicționar Român
ağustos — is., Lat. Yılın otuz bir gün süren, sekizinci ayı Birleşik Sözler ağustos böceği Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ağustosta beyni kaynayanın zemheride kazanı kaynar ağustosta gölge kovan zemheride karnın ovar ağustosun yarısı yaz, yarısı kıştır … Çağatay Osmanlı Sözlük
ekim — is. 1) Ekme işi ... ekim biçim işlerini tamamıyla kadınlara bırakmışlardı. Ö. Seyfettin 2) Yılın otuz bir gün süren, onuncu ayı, teşrinievvel … Çağatay Osmanlı Sözlük
mart — is., Lat. Yılın otuz bir gün süren, üçüncü ayı Birleşik Sözler mart dokuzu mart kedisi Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller mart ayı dert ayı mart çıkmadıkça dert çıkmaz mart dokuzunda çıra yak, bağ buda mart havası gibi … Çağatay Osmanlı Sözlük